Fatih Pense's Blog
İyi, Kötü ve Tembel
Monday, January 17th, 2011
“Çalışmanın her bir dakikasından nefret ediyordum. Ancak şöyle dedim kendime: “Pes etme. Şimdi ızdırap çek ve hayatının kalanını şampiyon olarak yaşa” “-Muhammed Ali
Soru basit: Sizi, bu sözü söylemekten alıkoyan nedir?
Hareket, kritiktir. Bir fikri gerçekleştirmek için harekete geçmemiz gerekiyor. Sanatı üretmek ve alıcılara iletip anlamlı kılmak için harekete geçmemiz gerekiyor. Değişim yaratmak için harekete geçmemiz gerekiyor.
Peki hareket etmekle aramıza ne giriyor?
-Gerçek fiziksel sebepler.
-Amigdala kaynaklı endişeler.
-Yanlış Öğrenilmiş Tembellik.
Fiziksel sebepler kendini açıklıyor.
Amigdala, tavukta da olan, beynimizin bir kısmı. Kaplandan korkmamızı sağlamak gibi güzel,“yaşamsal” özellikleri var. Ancak bu korkuların “topluluk önünde konuşma endişesi” gibi gereksiz kaygılara dönüşmesi büyük bir problem. Gerektiğinde susturmayı bilmeliyiz. Çünkü sadece ve sadece hayatta kalmak başarılı olmaya yetmiyor.
Ve tembellik, ahh tembellik!.. Öncelikle negatif anlamından kurtulmalıyız. Tembellik çok doğal bir şeydir arkadaşlar. Hayvanlar tembeldir. Bir kutup ayısı bir foka saldırmadan önce enerjisini hesaplar. Bir aslan, bir timsah, bir tembel hayvan basitçe tembeldir… Çünkü doğada tembelliğin çok mantıklı bir açıklaması vardır: Enerji!
(Hayvanlarda tembellik ve enerjinin optimizasyonu üzerine araştırmalar bile yapılmış! İlginizi çekerse: Bağlantı )
Bence, problemimiz bu sağlıklı enerji hesaplama sürecinin bozulması. Sebep ne olursa olsun kendi faydamıza olmayan o kadar çok işe atılıyoruz ki artık kendi faydamıza bir iş yaparken bile “Enerjini koru!” diyen alarmlar çalıyor ve bizi şampiyon yapacak ızdıraplar çekmekten alıkoyuyor.
Enerjimizi ne zaman koruyup ne zaman kullanacağımızı yeniden düşünmeliyiz. Belki de hep düşünmeliyiz.
Not:Bu önerimin size faydalı olmadığını düşünüyorsanız, asla hayata geçirmeyin! Üşenin. Sizi destekliyorum.