Fatih Pense's Blog

Aşırı Bilgi Çağına Hoşgeldiniz!

Saturday, January 15th, 2011

Bilgi çağında yaşıyoruz. Yoksa aşırı bilgi çağında mı? Kenara ayırıp da okuyamadığımız yazılar, kapatamayıp arasında kaybolduğumız tarayıcı tabları, cevaplayamadığımız mailler…

Haydi bazı yazıları okumayalım, tablar açık kalsın… Bu buzdağının sadece görünen kısmı. Dünyada büyük bir değişim yaşanıyor. Hayatımızı baştan sona etkileyecek bir değişim. İşte bu çeviriyi konunun dinamiklerini anlamak isteyen kişiler için yapıyorum.

Clay Shirky’nin meşhur “Mesele Bilginin Aşırılığı Değil, Filtreleme Hatası” ( It’s Not Information Overload. It’s Filter Failure. ) adlı enfes sunumu. Tamamını ingilizce dinlemek isteyenler için:
-Blip.tv veya
-Youtube.com

Size biraz konuşmacıdan bahsedeyim. Clay Shirky, çok derin görüşleri olan, özellikle internetin ekonomiye etkisi konusunda fikirleriyle ünlü bir profesör. Sitesinde farklı temalarda bir çok yazısını okuyabilirsiniz.(www.shirky.com)

Not: Videonun birebir çevirisi değildir, özet denebilir 🙂

***başlıyor***

Too much information

[Bilgi üretimiyle ilgili üstteki grafiği gösteriyor]
Bu grafiği seviyoruz, bize iş yapmamakla ilgili bahane sunuyor. “Aşırı bilgi yüklenmesine maruz kalıyorum!”

Gutenberg matbaayı icat ettiğinde de herkes okuyabileceğinden daha çok kitaba ulaşmıştı 15. yüzyılda bile çokça bilgi vardı.

Gutenbergin matbaası ayrıca bir risk de getirdi. Kitap basıyorum ancak maliyetini karşılayabilecek mi? Bu risk ekonomik olarak basitçe basımcıya yüklendi. Böylece yayınlayan kişi aynı zamanda filtrelemeden de sorumluydu.

Müzik, radyo, televizyon gibi araçlarda da bu ekonomik mantık (ve filtreleme) değişmedi.

Ve işte internetin yaptığı, post-gutenberg ekonomisini getirdi! Yayınlama maliyetini yerlere düşürdü. Sonuç olarak “Yayınlamadan önce filtreleme yapmalısın.” diyen ekonomik mantık artık işlemiyor.

Asıl konu filtrelemek…

Belki de aşırı bilgi yüklenmesinin bu kadar sabit bir şekilde karşımıza çıkmasının bir sebebi, mevcut ortamı tam olarak ele alacak araçlara sahip olamamamız, medya ve gerçek dünya ile ilgili metaforlar konunun bazı noktalarını açıklıyor, ancak yeterli değil.

Konu zihinsel bir değişimle alakalı, aşırı bilgi biziz, sudaki balıklar gibi, içinde yüzüyoruz. Grafik hiç değişmeyecek hep arkamızda bir düzlük önümüzde bir tepe olacak.

“Eğer çok uzun süredir değişmeyen bir probleminiz varsa, belki o bir problem değil, gerçektir.”
(“If you have the same problem for a long time, maybe it’s not a problem, maybe it’s a fact”)

Filtreler değişecek ancak eskileri güncellemekten bahsetmiyorum, eski filtreler YAPISAL sorunlar sebebiyle bozuldu, yüzeysel değil.

Bazı şeyler sadece kodlamayla, yazılımla halledilecek. Digg oylaması, Delicious etiketlemesi ve Google gibi tüm arama motorlarının arkasındaki mantık bu.

Bazıları bu kadar basit değil, sosyal normları yeniden düşünmekle alakalı olacak. Eğer aşırı bilgi yüklenmesi hissederseniz; “Bilgiye ne oldu?” diye değil “Hangi filtre bozuldu. Eskiden bağlı olduğum hangi filtrenin işlevi durdu?” Bu soruyu sorduğumuzda tasarım emeğimizi nereye yönlendireceğimiz ile ilgili de ipucu elde edeceğiz.

***son***

İnsanın aklına sorular geliyor:
-İş hayatı,
-Sosyal yaşam,
-Günlük rutin,
-Vb…
Nasıl etkilenecek?

Son olarak yorumum “Information Overload” kalabalıklarda yalnız kalmak gibi, asla kalabalıkla ilgili değil…